Projede Birinci Gün:21 Şubat’ta, katılımcı öğrencilerin Avrupa’da ve özelde katılımcı ülkelerde su kıtlığının başlıca nedenlerini, etkilerini ve her şeyden önce bu kıtlığı önleyecek veya en azından etkilerini nasıl hafifleteceklerini bilmelerini ve anlamalarını amaçlayan heyecan verici bir proje olan ” Su Bizi Terk Etmesin” adlı Erasmus+ KA220 projesinin ilk koordinasyon toplantısı gerçekleştirildi.
Sabah saat 10:00 civarında güzel bir kahvaltının ardından gerçekleştirilen ilk eylem, projenin farklı ortakları ve koordinatörlerinin tanıtımı oldu. Daha sonra, proje koordinatörlerinin ilk toplantısı olan, işimize uygun şekilde donatılmış toplantı odasına geçtik. Bu toplantıda projenin doğru bir şekilde gelişmesi için son derece önemli olan şu konular görüşüldü:
- Kalan hareketliliklerin sırasıyla aşağıdaki şekilde belirleyin:
- İlk hareketlilik: Gran Canaria (İspanya) Mayıs 2024 – Merkezimize İtalya, Türkiye, Avusturya, Portekiz ve Almanya’dan öğrenci ve öğretmenleri ağırlıyoruz.
- İkinci mobilite: Milano (İtalya) Ekim 2024.
- Üçüncü mobilite: Madeira (Portekiz) Şubat 2025.
- Dördüncü hareketlilik: Viyana (Avusturya) Mayıs 2025.
- Beşinci hareketlilik: Düsseldorf (Almanya) Haziran 2025 (final projesi koordinasyonu – yalnızca öğretmenler).
- Ortaklar arasında görevler dağıtıldı; bunların arasında öğrencilerin ürettiği farklı ürünlerin yanı sıra her ülkedeki su istatistikleri, su israfıyla mücadele eylemleri vb. gibi ilgili bilgilerin yayınlanacağı “Yeşil Platform” adını vereceğimiz bir web sitesinin oluşturulması da vardı.
- Ortaklar arasındaki koordinasyonu kolaylaştırmak amacıyla her ülkenin ürettiği farklı belgeleri yükleyebileceği dijital bir kaynak bankasının oluşturulması.
İlk koordinasyon toplantımızı tamamladıktan sonra saat 12:00 civarında ADANA’yı gezdik. Burada yaşam tarzları hakkında daha fazla bilgi edindik ve Taş Köprü, Tepebağ Evi, Büyük Saat Kulesi gibi tarihi yerleri gezdik, ayrıca Kebap gibi şehrin tipik yemeklerini denedik.Akşam yemeğini saat 19.00’da ayarladık. Bu ortak toplantıda birbirimizi biraz daha yakından tanıma ve projeyi daha rahat bir şekilde tartışma fırsatı bulduk.
Projede İkinci Gün:İkinci gün, saat 09:30 civarında ortaklar arasındaki koordinasyon toplantısına devam ettik. Toplantıda, programın doğru bir şekilde geliştirilmesinde dikkate alınması gereken bazı önemli konular ele alındı ve önceki günkü toplantıda ortaya çıkan tereddütlerin giderilmesinin ardından, bu projeye dahil olan merkezler tanıtıldı, böylece hepimiz ortak merkezlerin nasıl olduğu ve eğitim düzeyinde nasıl çalıştıkları, altyapı, eğitim hukuku vb. hakkında biraz bilgi edinebildik. Tüm sunumların tamamlanmasının ardından katılımcılara sertifikaları verildi.
Saat 12:00 civarında ülkenin kültürünü ve mimarisini bir kez daha gözlemleme ve takdir etme fırsatı bulduğumuz sembolik bir şehir olan Tarsus’a doğru yola çıktık. Özel bir okul olan Adana Koleji’ne gittik ve öğle yemeğimizi orada yedik. Öğle yemeğinde tipik Türk yemekleri yedik: mercimek çorbası ve fındık lahmacunu. Daha sonra bazı camileri, çarşıyı, St. Paul’un mezarını ve Kleopatra Kapısı’nı ziyaret ettik. Ayrıca eskiden ibadethane olarak kullanılan ve şu anda kültür merkezi olarak kullanılan belediyeye ait bir merkeze de gidebildik; burada belediye halkına sanat, el sanatları gibi farklı disiplinlerde dersler veriliyor.Uzun bir günün ardından akşam yemeğine hazırlanmak için saat 19:00 civarında otele doğru yola koyulduk. Akşam yemeği ise yarım saat sonra başlayacaktı.
Akşam yemeğinde Türkiye’nin en meşhur yemeklerinden biri olan Kebabı tatma fırsatı bulduk. Adana gastronomisiyle ünlüdür ve “orijinal” kebap da burada doğmuştur. Türkiye’deki partnerlerimiz bize gerçek kebap nasıl yenir onu gösterdiler ve enfes bir akşam yemeğinin tadını çıkardık. Ancak o anın en güzel yanı, ortaklarımızla profesyonel ve kişisel deneyimlerimizi tekrar paylaşmak, benzerliklerimizi ve farklılıklarımızı takdir etmekti.
Akşam yemeğinin sonunda, en kısa zamanda tekrar görüşeceğimize olan inancımızla arkadaşlarımızla vedalaştık
“Su Bizi Bırakmasın” projesinin ilk koordinasyonlu hareketliliğindeki deneyimimizi burada sonlandırıyoruz. Hepimizin çok şey öğreneceğinden ve daha çevre dostu bir toplum için üzerimize düşeni yapacağından %100 emin olduğumuz zenginleştirici bir deneyim”